Yükleniyor...

BTSO Akademi’de Bina Tamamlama ile Ticari Alacak ve Kefalet Sigortaları Konuşuldu

BTSO Akademi projesi kapsamında “Bina Tamamlama Sigortaları ile Ticari Alacak ve Kefalet Sigortaları” bilgilendirme semineri düzenlendi.


Sosyal medya

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Risk, ne yaptığınızı bilmediğinizde ortaya çıkar.” ifadelerini kullanarak, risk yönetiminin sürdürülebilir bir gelecek için hayati önem taşıdığını söyledi.

BTSO Akademi projesi kapsamında “Bina Tamamlama Sigortaları ile Ticari Alacak ve Kefalet Sigortaları” bilgilendirme semineri düzenlendi. Gazeteci Noyan Doğan’ın moderatörlüğünü yaptığı seminerde, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (TOBB SAİK) Başkanı Levent Korkut, Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal, Quick Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş ve Quick Sigorta Finansal Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Ezenerden konuşmacı olarak yer aldı. BTSO 53’üncü Meslek Komitesi katkılarıyla düzenlenen toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın yanı sıra BTSO meclis ve komite üyeleri ile çok sayıda iş dünyası temsilcisi katıldı.  

“Sigorta Yelkeni Rüzgâra Göre Ayarlamaktır”

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, dünya genelinde krizlerin artık olağan hale geldiğini belirterek, işletmelerin bu yeni döneme hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. “Krizlerle yaşamak artık bir istisna değil, hayatın gerçeği haline geldi.” diyen Burkay, sağlık krizlerinden iklim felaketlerine, tedarik sorunlarından jeopolitik gerilimlere kadar birçok riskin aynı anda yaşandığına dikkat çekti. Küresel ölçekte yaşanan bu gelişmelerin Türkiye ekonomisine de doğrudan yansıdığını vurgulayan Burkay, bu dönemde üretim kadar risk yönetiminin de önemli hale geldiğini dile getirdi. İbrahim Burkay, “Hazırlıksız işletmeler için küçük bir dalga bile büyük bir fırtınaya dönüşebiliyor.” ifadelerini kullandı. Bu noktada sigortacılığın rolüne dikkat çeken Burkay, “Sigorta, yelkeni rüzgâra göre ayarlamaktır. Güçlü ekonomilerin dayanağı, riskleri doğru yönetme yeteneğidir.” dedi.

“Bina Tamamlama Sigortası Güven Ortamı Sağlar”

İnşaat ve gayrimenkul sektörünün 200’den fazla alt sektörü etkileyen ve yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan yapısıyla ekonominin lokomotiflerinden biri olduğunu belirten İbrahim Burkay, gerek yurt dışı gelişmeler gerekse de yüksek enflasyonun sonucunda ortaya çıkan maliyet artışlarının sektörde öngörülebilirliği zayıflattığına dikkat çekti. Başkan Burkay, “Tüm bunların sonucunda da her yıl çok sayıda konut projesi çeşitli nedenlerle tamamlanamıyor ve hem firmalarımız hem de ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımız için ciddi mağduriyetler ortaya çıkıyor. Bu noktada bina tamamlama sigortalarının sektörde güven ortamını güçlendirerek yarım kalan projelerin önüne geçecek önemli bir güvence sağladığına inanıyorum. Bu alandaki tamamlayıcı sigortalar, hem yatırımcılar hem de alıcılar için kıymetli bir koruma kalkanı oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.

“Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşa Edebiliriz”

Konuşmasında ticari alacak ve kefalet sigortalarına da değinen Burkay, “Günümüzde ticaretin hızı artarken, ödeme vadeleri de uzuyor. Böyle bir ortamda nakit akışını güvence altına almak, firmalarımız için her zamankinden daha kritik hale gelmiş durumda. Ticari alacak sigortası kullanan işletmelerin zorlu dönemlerde ayakta kalma şansı çok daha yüksek oluyor. Kefalet sigortaları ise firmalarımızın finansal kaynaklarını daha verimli kullanmasına, teminat ihtiyaçlarını karşılamasına ve ihracatta yeni pazarlara açılmasına imkân sağlıyor.” dedi.

İbrahim Burkay, riskleri yönetebilmenin önemine de değinerek, şunları söyledi: “Risk, ne yaptığınızı bilmediğinizde ortaya çıkar. Sigorta gibi güçlü araçlarla riskleri öngörebilir ve yönetebilirsek daha güçlü, sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz. Bu doğrultuda düzenlediğimiz toplantı ve seminerlerle iş dünyamıza rehberlik etmeye devam edeceğiz.”

“Depremi Durduramayız Ama Etkilerini Azaltabiliriz”

Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Türkiye’nin deprem gerçeğine dikkat çekerek, ülke coğrafyasının yüzde 95’inin, nüfusun ise yüzde 98’inin deprem kuşağında yer aldığına dikkat çekti. Ahmet Yaşar, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını ancak etkilerinin azaltılabileceğini söyledi. Bu noktada en önemli adımın kentsel dönüşüm ve dirençli yapıların inşası olduğunu belirten Yaşar, “Bursa’nın da içinde bulunduğu Marmara Bölgesi, büyük depremlerin beklendiği bir bölge olarak öne çıkıyor. Kentsel dönüşümün anahtarı ise bina tamamlama sigortası. Bu sigortaya büyük önem veriyoruz.” dedi. Yaşar, 2018 yılından bu yana finansal kefalet sigortalarının bina tamamlama sigortasıyla birlikte geliştiğini ve bu alanda yeni bir sigorta segmenti oluştuğunu ifade etti.

“150 Milyar Dolarlık Deprem Hasarının Sadece 6 Milyar Doları Sigortalı”

Kahramanmaraş depremlerine de değinen Ahmet Yaşar, bu depremlerin ekonomik etkilerini şöyle özetledi: “Depremin doğrudan ekonomik kaybı 100 milyar dolar, dolaylı etkilerle birlikte bu rakam 150 milyar doları buldu. Ancak bunun sigortalı hasar kısmı sadece 6 milyar dolar oldu. Bunun da 5,4 milyar dolarını reasürans sistemi aracılığıyla geri aldık.”

Dünyada aynı yıl gerçekleşen doğal afetlerde ise sigortalı hasar oranının yüzde 40 seviyelerinde olduğunu belirten Yaşar, “Bizde ise bu oran yüzde 3-4 civarında kaldı. Bu çok düşük bir seviye. Sigorta primi olarak ödenmeyen bu riskler, 1 trilyon liralık ek bütçeyle karşılanmak zorunda kaldı. Oysa bu kaynak, zamanında sigorta primi olarak ödenmiş olsaydı, sadece bir ayda 6 milyar dolarlık hasar karşılanabilirdi.” dedi.

“Sektör Kütlesel Gücünün Farkına Varmalı”

TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, sigorta sektörünün pandemi sonrası hızla değiştiğini belirterek, acentelerin pozitif yaklaşımının ve ölçek ekonomisinde büyümesinin sektör ve ülke ekonomisi için kritik olduğunu söyledi. Türkiye genelinde yaklaşık 19 bin acente olduğunu hatırlatan Korkut, “Maalesef kütlesel gücümüzün farkında değiliz. Şu anda sektörün yüzde 70’i kasko ve trafik sigortalarından oluşuyor. Bu tabloyu değiştirmek gerekiyor.” dedi. Kentsel dönüşümde bina tamamlama sigortasının önemine değinen Korkut, iklim değişikliği gibi yeni risklerin sigorta teminatına alınmasıyla sektörün gelişeceğini ifade etti. Ayrıca acentelerin finansal aracı olarak konumlanmasıyla ilgili SEDDK’nın olumlu baktığını, bunun bankalara alternatif oluşturmak açısından önemli olduğunu belirtti.

“Finansal Sigortalar Gelişmezse Ne Araba Ne Ev Sigortalanır”

Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal, sigortacılık sektörünün sürdürülebilirliği için finansal sigortaların geliştirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Canal, “Eğer ticari alacak, kefalet, bina tamamlama gibi finansal sigortalar gelişmezse, bu sektör ne kasko yapacak araba ne sigortalanacak ev bulabilir.” dedi. Bursa’nın ihracat ağırlıklı yapısıyla bu alanda önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Canal, “Devlet destekli alacak sigortası 2019’da başladı, Bursa en çok ilgi gösteren illerden biri oldu. Bugün 50 bin işletmeye 23 milyar TL teminat sağlıyoruz ancak bu dış ticaret rakamlarımızın yanında çok düşük kalıyor.” dedi.

“Binaların Yüzde 49’u Zamanında Teslim Edilemiyor”

Quick Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş, bina tamamlama sigortasının inşaat sektöründeki güven krizini ortadan kaldırdığını belirterek, “Türkiye’de binaların yüzde 51’i zamanında teslim ediliyor, yüzde 39’u gecikiyor, yüzde 10’u ise hiç tamamlanamıyor. Bu yüzde 49’luk mağduriyeti ortadan kaldıran tek araç bina tamamlama sigortasıdır.” dedi. Özellikle kentsel dönüşümde yaşanan mağduriyetlerin çözümü için bu sigortanın kritik önemde olduğunu vurgulayan Tekbaş, “Ülkemizde 473 bin 200 müteahhitlik ruhsatına sahip kişi var. Bu sayı Almanya’da 2.500, tüm AB ülkelerinde ise 30 bin. Dolayısıyla işini iyi yapan müteahhitleri ayıracak bir yapıya ihtiyaç var. İşte bu sigorta bunu sağlıyor. Bu sayede binalar yarım kalmıyor, sigorta ile her proje bir şekilde tamamlanıyor. Karşılıklı güveni sağlayan tek unsur bu.” ifadelerini kullandı.

“İşletmelere Finansal Güvence Sunuyor”

Quick Sigorta Finansal Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Ezenerden ise kefalet senedi hakkında bilgiler paylaştı. Kefalet senedinin iş dünyasında teminat ihtiyacını karşılayan önemli bir sigorta ürünü olduğunu belirten Ezenerden, “Sözleşmelerden doğan zararı karşılıyor, bir tarafa kefil oluyoruz.” dedi. 2018’den bu yana kefalet sigortalarında sektörde öncü olduklarını söyleyen Ezenerden, “Ekonomik gelişmeler ve ticaretin dinamikleri değiştikçe, yeni sigorta ürünlerine ihtiyaç artıyor. İşletmelerin sözleşmelerinde ihtiyaç duydukları teminatı sigorta aracılığıyla sağlayabiliyoruz.” diye konuştu. Ezenerden, kefalet senedinin sigortacılığın niş ürünlerinden biri olduğunu vurgulayarak, işletmelere finansal güvence sunan bu yapının giderek daha yaygın kullanıldığını ifade etti.

Toplantı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Fotograflar